Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. yas tutmak.
* Aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü temeline dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerinin ortak adı, riyaziye.
* Sayıya...
* Matematikle uğraşan kimse, riyaziyeci.
* Matematik öğretmeni.
* Matematik bilimi ile ilgili olan, riyazî.
* Kesin, sağlam, bütün kuşkulardan, bütün ters ihtimallerden uzak olan.
* Yaslı.
* Malzeme, gereç.
* Materyalizmden yana olan (kimse, görüş), maddeci.
* Dünyada, yalnızca maddenin varlığını kabul eden, tanrı, ruh gibi manevî kavramları ret ve inkâr eden felsefî görüş, maddecilik, özdekçilik.
* Tiyatro, sinema, konser salonu vb.de gündüz gösterisi.
* Herhangi bir eserin tanıtılması, okunması, yorumlanması veya bir sanatçıyı anma...
* İki halatı ek yeri kalınlaşmayacak biçimde birbirine ekleme işi.
* Çok sarhoş.
* (orta oyununda ve Karagöz'de) Sarhoş.
* sarhoşluktan sızacak duruma gelmek.
* Sarhoşluk.
* Tahta, maden, beton vb.gibi sert maddeler üzerinde delik açmağa yarayan alet, delik açma aleti, delgi.
* Gök cisimlerinin doğması.
* Gök cisimlerinin doğduğu yer.
* Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti.
* Matlaşmak işi.
* Mat duruma gelmek.
* Matlaştırmak işi.
* Mat duruma getirmek.
* Mat olma durumu.
* İstenilen, aranılan.
* Alacak.