Büyük Türkçe Sözlük
* Önlenmek işi veya biçimi.
* Önlenmek işi.
* Önlemek işi yapılmak.
* Önlemek veya engel olmak amacıyla yapılmış.
* Önlemek işi veya biçimi.
* On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan.
* On işaretli iskambil kâğıdı.
* İş yaparken giysinin önü kirlenmesin diye bele bağlanan örtü.
* İlkokul öğrencilerinin giydiği bir örnek üstlük.
* İş yaparken, çalışırken...
* On birimden, on parçadan oluşan.
* On üzerinden tam not alan.
* On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde para.
* onluğu, on tane birliğe çevirme.
* Önlük giymiş olan.
* Önlük yapmaya elverişi (kumaş).
* Onmak işi veya durumu.
* Talihi yaver gitmeyen, başı belâdan kurtulmayan.
* Bereketsiz.
* Daha iyi bir duruma girmek, salâh bulmak.
* Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak.
* Hastalıktan, dertten kurtulmak...
* İyileşme ihtimali bulunmayan.
* Özel adlar ve özellikle kişi adları bilimi.
* Bkz. yansıma.
* Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık birimi.
* Hiçbir denemeye dayanmadan ve yalnız akıl yoluyla, apriori.
* Önsel olma durumu.