Büyük Türkçe Sözlük
* Çatlatmak işi veya biçimi.
* Çatmak işi.
* Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça.
* Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak...
* Aralarında kılsız yer olmayıp birbirine kavuşmuş olan kaşlar.
* Değnek, kılıç, tüfek gibi uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak.
* (kereste vb. gereci)...
* Bkz. çatapat.
* Bir dilin az çok ve yalan yanlış olarak konuşulduğunu anlatır.
* Çattırmak işi.
* Çatmak işini yaptırmak.
* Bkz. çağ(II).
* Ses, ün, haber.
* At, eşek gibi hayvanların erkeklik organı.
* Hoşça kal anlamında gençler arasında kullanılan bir söz.
* Değersiz, önemsiz, derme çatma.
* Balıkçıların tuttukları balıkları içine attıkları sepet.
* Buğdaygillerden, unlu tane veren bir bitki (Secale cereale).
* Çavdar ve buğday unu karışımından yapılan ekmek.
* Çavdar katışmış.
* Buğdaygillerin ve en çok çavdarın başağı üzerinde türeyip koyu mor renkte bir horoz mahmuzunu andıran, 1-4 cm uzunlukta, 2-7 mm genişlikte, az...
* Çavdar katışmamış olan.
* Tutulan balıkların içine konduğu sepet, çavalye.
* ölmek.
* Çıplak, tüysüz.