Büyük Türkçe Sözlük
* Kamacının işi veya mesleği.
* Kamalamak işi.
* Kama ile yaralamak.
* Kaması olan.
* Kamaya benzeyen, kama biçiminde olan.
* Yükleme, aktarma, elden ele geçirme.
* Yüklemek, aktarmak, elden ele geçirmek.
* Gemilerde oda.
* İngiltere yasama meclisi.
* Kamaraya benzeyen, kamara gibi, kamarayı andıran yer.
* Bir büyük güç sahibini perde arkasından yöneten kimse.
* Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli.
* Kamarotun görevi.
* Kaması olmayan.
* Kamaşmak işi.
* (Göz) Güçlü bir ışık sebebiyle bakamaz olmak.
* (Diş) Ekşi bir şey sebebiyle uyuşup tedirginlik vermek.
* Kamaştırmak işi.
* Kamaşmasına sebep olmak.
* Sadık köle.
* Her toplantıda veya her işin içinde bulunmak merakında olanlar için yarı şaka olarak söylenir.
* Her toplantıda veya her işin içinde bulunanlar...
* Çift çenekli bitkilerin gövde ve kökünde yer alan, yeni odun ve soymuk tabakaları oluşturarak bitkinin kalınlaşmasını sağlayan ve meristem...