Büyük Türkçe Sözlük
* Devlet dairelerinde kıdemli memur, başkâtip.
* Eksperlerin başı.
* Omurganın bel ile kalça arasındaki bölümü.
* Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 m derinliği olan deniz dibi.
* Kendi türünde en mükemmel eser, başyapıt, şaheser.
* En kıdemli kimse.
* Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi.
* En iyi ürün için tespit edilen fiyat.
* Gardiyanların başı.
* Garsonların başı, metrdotel.
* Başgarson olma durumu.
* Başgarsonun işi, metrdotellik.
* En yüksek rütbeli astsubay.
* Yarışmayı veya oyunu yöneten hakemlerin başı.
* Bir hastahaneyi yönetmekle görevlendirilen hekim, baştabip, sertabip.
* Başhekimin görevi.
* Başhekimin makamı.
* Bir klinik veya hastahanede hemşireleri yönetmekle görevlendirilmiş hemşire.
* Başhemşire olma durumu.
* Hava yollarında hosteslerin en deneyimlisi ve yapılan sefer boyunca hizmetten sorumlu kimse.
* Resim klişesi, dökme harf, taş kalıp kullanarak makine yardımı ile kâğıda ve bez gibi şeylere yazı, resim çıkarmak işi, tabı.
* Örtü veya şapka ile başı örtülmemiş.
* bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek.
* biri evlendirilmek.
* birini yandaş olarak kazanmak, kendi yanında tutmak.