Büyük Türkçe Sözlük
* Cavlak olma durumu, çıplaklık.
* Cavlamak işi.
* Kavlamak, tüyünü dökmek, çıplak kalmak.
* Ölmek.
* Çağlayanın büyüğü, şelâle.
* Çavlanmak işi.
* Gürültüsü çevreye yayılmak.
* Dillere düşmek, şüyu bulmak.
* Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu.
* Güneş doğmak.
* Dağılıp yayılmak, saçılmak.
* Sapmak, yol değiştirmek, amaçtan şaşmak.
* Maydanozgillerden bir bitki ve bunun eczacılıkta kullanılan reçinesi (Opopanax chironium).
* Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
* Hayvan derisinden veya çavdan yapılmış kırbaç.
* Osmanlı devleti teşkilâtında çeşitli hizmetler yapan görevli.
* Osmanlı ordusunda üst komutanların buyruklarını ast komutanlara ulaştıran...
* Çavuş kuşugillerden, uzun yay biçimli gagalı, güvercinden küçük, başı sorguçlu, kısa kanatlı bir kuş, ibibik, hüthüt (Upopa epops).
* Örneği çavuş kuşu olan bir kuş familyası.
* Kabuğu ince, çekirdeği ufak, iri taneli bir tür beyaz üzüm.
* Çavuş olma durumu veya görevi.
* Çavuş rütbesi.
* Çaygillerden bir ağaççık (Thea chinensis).
* Bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı.
* Bu yaprakların haşlanması ile elde edilen güzel...
* Çay, kahve ve alkolsüz içkilerin içildiği bahçe.
* Çay içmekte kullanılan, belli biçimde cam bardak.
* Bkz. demlemek.