Büyük Türkçe Sözlük
* Yeşil ile menekşe rengi arasında bir renk, bulutsuz gökyüzünün rengi.
* Bu renkte olan.
* Mavi renkli boncuk.
* Nazar değmesin veya göze gelmesin inancıyla takılan boncuk.
* birçok kişiye birden sevgi göstermek ve söz konusu kişileri, bu sevginin yalnız kendisine verildiğine inandırmak.
* (birçoklarına ayrı ayrı "en çok sevdiğim sensin" diyen kimsenin) şimdi en çok sevdiği kim?.
* Kalbi ikiye ayıran bölmenin kapanması sonucu temiz ve kirli kanın birbirine karışmasına yol açan hastalık.
* Özellikle tütün fidelerinde üreyerek, yaprak hastalığına yol açan asalak mantar.
* Birleşikgillerden, baharda buğday tarlalarında mor renkli çiçekler açan bir bitki, belemir, peygamber çiçeği (Centaurea cyanus).
* Mavileşmek işi.
* Mavi duruma gelmek.
* Üzerinde mavi renk olan (şey).
* Mavi renkte giysi giymiş olan (kimse).
* Mavi renkte olma durumu.
* Mavi gibi olan, rengi maviye çalan.
* Maviyi andıran.
* Ak tenli, mavi gözlü olan (kimse).
* mavi gözlerle (bakmak).
* Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne.
* Büyük, üç köşe yelkenli yük gemisi.
* Mavna işleten (kimse).
* Kurşundan dökülmüş uzun ve yuvarlak, iki ucu delikli, mazgallanıp cıvayla parlatılmış veya sarı madenden döküm yapılıp nikelâjlanmış, 80-130 gr...
* Mavna.
* Atış hızı dakikada ortalama altı mermi olan ve orduda kullanılan bir tüfek tipi.