Büyük Türkçe Sözlük
* armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmeye çalışır.
* Bkz. ağız aramak.
* (genellikle hamur işi için) iyi pişmiş ve lezzetli olmak.
* bir söz veya düşünceyi sık sık tekrarlayıp durmak.
* Yazılı olmayarak, sözle, sözlü, şifahî.
* Herkes birbirine söyleyerek.
* herkes birbirine söylemek.
* "insanın kendi yararı her şeyden önemlidir" anlamında kullanılır.
* (top veya tüfek için) Namlusu ağzından doldurulan.
* başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek.
* Ağızlamak işi.
* Bir işi kolaylamak.
* Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak.
* Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak.
* herkesin diline düşmek.
* Ağızlaşmak işi veya durumu.
* İki kan damarı, birbiri içine açılmak.
* Ağzı herhangi bir biçimde olan.
* Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç.
* Nefesli çalgılarda ağza gelen yer.
* Yemiş küfelerinin üzerine...
* Ağızlık yapan veya satan kimse.
* Topları ateşlemek için falyaya konulan ve barutun patlamasına sebep olan madde.
* Ağızla ilgili.