Büyük Türkçe Sözlük
* Çay gibi içeceklerin hazırlandığı ve bunların içildiği yer, çayhane.
* Genellikle porselenden yapılan, çay içmeye yarayan, kulplu fincan.
* Kahve yaparken veya çaya toz şeker koyarken ölçek olarak kullanılan ve şekeri karıştırmaya yarayan küçük kaşık.
* elde, maksada ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak.
* Çay pişirilen veya çay içilen yer.
* Çay içmek için belirlenmiş saat.
* Çayı tatlandırmak için kullanılan katı şeker, küp şekeri.
* Çay dağıtımı.
* Çaydanlık, sütlük, şekerlik ve altı veya on iki çay fincanından oluşan takım.
* Çay sunulurken kullanılan örtü ve peçetelerin hepsi.
* konuklara çay ve börek, çörek, pasta gibi yiyecekler sunulan toplantı düzenlemek.
* Akrep, yılan, çıyan, kırkayak vb. zehirli hayvan.
* Çay yapıp satan kimse.
* Çay yetiştiricisi.
* Çay içmeye düşkün, çay tiryakisi.
* Çay yapma ve satma işi.
* Çay yetiştirme işi.
* Elazığ ve çevresinde kına gecesi veya düğünlerde, ellerde yanan mum taşınarak oynanan türkülü bir halk oyunu veya bu oyunun müziği.
* büyük güçlükleri yenmişken önemsiz bir sebepten başarısızlığa uğramak.
* İçinde çay pişirilen kap.
* Kararından, sözünden döndürücü.
* Caydırıcı olma durumu.
* Cayması sağlanmak, kararından döndürülmek, vazgeçirilmek.
* Caydırmak işi veya biçimi.