Büyük Türkçe Sözlük
* Sülfirik asidin kimyasal formülü Fe2(SO4)3 olan demir tuzu ve bunun hidrolaştırılmış biçimi.
* (gemi) rüzgâr veya akıntı yüzünden çapasını sürümek.
* bir işin yapılması için uygun olan bir zaman, bir durum vardır.
* demirini almış ve kalkmaya hazır (gemi).
* Limanlarda gemilerin demir atmasına ayrılmış yer.
* Demir yolu görevlisi.
* Demir yolcunun görevi.
* Demir yolu yapma ve işletme işi.
* Lokomotif, vagon gibi demir tekerlekli taşıtların yürüdüğü paralel iki ray döşenerek yapılan bir tür yol, tren yolu.
* Bu yolların yönetimi.
* Güçlü kuvvetli kimse.
* Bir yerde kullanılan, bir yere kayıtlı olan, bir görevliden öbürüne teslim edilen dayanıklı eşya.
* Bu nitelikte olan.
* Bir yerin eskisi...
* demirbaş listesinden çıkarmak, kaydını silmek.
* Demir satan, demir eşya yapan veya onaran kimse.
* Kızgın demiri tutmak için kullanılan kıskaç.
* Demir eşya alıp satma veya onarma işi.
* Demircinin zanaatı.
* birini demir zincirle bağlamak.
* Baklagillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Tamarindus indica).
* Bu ağacın meyvesi.
* Bu meyveden yapılan şerbet.
* Pinti, hasis.
* Demir mavisi, gri.
* Mıknatıs.
* Kutup Yıldızı.
* Başarılması çok güç iş.
* Başa çıkılması güç kimse.