Büyük Türkçe Sözlük
* Kambur duruma getirmek.
* Kambur olma durumu.
* Tümseklik.
* Sırt kambur olmak.
* (eğilerek yapılan işler için) Çok çalışmış olmak.
* İhtiyarlamak.
* Az kambur, kambura benzer.
* (insan, kedi vb.) Sırtını tümsek duruma getirmek.
* Bir ucuna ip, deri vb. bağlı vurma, dövme aracı.
* Bir ucu bir yere bağlı, öbür ucu herhangi bir işte kullanılmak için serbest bırakılan halat...
* İpek artıklarından elde edilen ve dokumacılıkta kullanılan iplik.
* Kamçılamak.
* İyi cins kıvırcık koyun.
* Kamçılamak işi.
* Kamçı ile vurmak.
* (yağmur, kar, rüzgâr) Hızla çarpmak.
* Etkinliğini artırmak, hızlandırmak, isteklendirmek, özendirmek, teşvik etmek.
* Kamçılanmak işi veya biçimi.
* Kamçılanmak işi.
* Kamçı ile dövülmek.
* Kamçı durumuna gelmek.
* Kamçılatmak işi.
* Kamçılamak işini yaptırmak.
* Kamçılamak işi veya biçimi.
* Kamçısı olan.
* Zor kullanan.
* Bir hücreli hayvanların, hareket organları kamçı biçiminde olan bir sınıfı.