Büyük Türkçe Sözlük
* Ameliyat yapan, uzmanlığı ameliyat yapmak olan hekim, cerrah.
* Bazı teknik aletleri işletenlere verilen ad.
* Bilgisayarı çalıştırıp gerekli...
* Operatörleşmek işi.
* Operatör olmak, operatör gibi davranmak.
* Operatör olma durumu.
* Operatör.
* Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri.
* Operet oynayan oyunculardan oluşan kuruluş.
* Operet metni yazan, besteleyen veya operette rol alan sanatçı.
* gösterdiği güler yüze güvenilmemesi gereken kimseler için söylenir.
* Öpmek işi.
* Sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıya dudaklarını bir şeye değdirmek.
* Duruma göre davranan, içinde bulunduğu şartları değerlendirmeyi bilen (kimse).
* Güç durumlarda, davranışlarını ahlâk kuralları veya düzenli bir düşünceden çok, çıkarlarına uyacak biçimde ayarlamayı amaçlayan tutum.
* (bankacılıkta) Borç senetlerinin, bankalara ödenmesi için vade tarihinden başlayarak tanınan iki gün.
* (ticarette) Bir alış verişin karara...
* Görme ile ilgili olan.
* Fizik biliminin ışık olaylarını inceleyen kolu.
* Alıcının değişir odaklı merceğinin yakından uzağa veya uzaktan yakına doğru odaklanmasıyla elde edilen sonuç, zum.
* Gözlükçü.
* En elverişli durum, optimum.
* Görmeyi inceleyen optik veya fizik dalı.
* Yaradılışı gereği her şeyin iyi yanını görme eğiliminde olan, iyimser, nikbin pesimist karşıtı.
* Tek yelkenli, tek kişilik yarış.
* Her şeyi en iyi yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman dünya görüşü, iyimserlik, nikbinlik.
* (sıcaklık, nem veya tutumda) En...