Büyük Türkçe Sözlük
* Çağcıllaştırmak işi, modernleştirmek.
* Çağın gereklerine uydurmak, asrîleştirmek, modernleştirmek.
* Çağcıl olma durumu, asrîlik, modernlik.
* Aynı çağda yaşayan, muasır.
* Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, modern, muasır.
* Çağdaşlaşmak işi, muasırlaşma.
* Çağın tutumuna, anlayışına, gereklerine uymak, muasırlaşmak.
* Çağdaşlaştırmak işi.
* Çağdaşlaşmasına yol açmak.
* Çağdaş olma durumu, modernlik.
* Çağın gerektirdiği şartların gerisinde kalmış, köhne.
* Askerliğe alınma çağı dışında.
* yedek askerlik çağını doldurmuş olmak.
* Çağdışı olma durumu.
* eskimek, dönemi veya modası geçmek.
* Çağıldayarak akan suların sesini yansılar.
* Çağıldamak işi.
* Sular akarken taşlara, kayalara çarparak ses çıkarmak.
* Çağıldamak işi veya biçimi.
* Suyun, akarken taşlara, kayalara çarparak çıkardığı ses.
* Çağıltısı olan.
* gelişmelere ve yeni düşüncelere uyum sağlayamamak, ayak uyduramamak.