Büyük Türkçe Sözlük
* çok kaba saba kimse.
* Dağlık bölgelerde söylenen türkülerin makamı.
* Dağılarak birbirinden ayrılma.
* Bir toplumda veya kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere veya seçilen herhangi bir değişkene...
* Dağılmak işi veya biçimi, çözülme.
* Yıkılış, çöküş.
* Dağılmak işi.
* Sınırlı bölgelere toplanmış birlik, gereç ve kuruluşların düşman saldırısına karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla...
* Toplu durumda iken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak.
* Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek.
* Parçalanarak yayılmak...
* Geniş bir alana yayılmış olan.
* Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısı olmayan.
* Düzeni bozuk, karışık.
* Düzensiz, düzenli olmayan...
* Ağaç başkesitindeki gözeneklerin dengeli düzende dağılım gösterme hâli.
* Bir sahnenin aydınlatılmasında genel aydınlanmayı sağlayan veya sahnenin genel aydınlanma derecesini artırmakta kullanılan ışık.
* Biraz dağılmış, dağınık gibi.
* Dağınık olma durumu.
* Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi.
* Kuzeydoğu Kafkasya'daki Dağıstan Federe Cumhuriyeti halkından olan kimse.
* Mektup, gazete vb. şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi.
* Motorlarda yüksek gerilimli akımı çalışma sırasına göre bujilere yayıp gönderen...
* Dağıtma işi.
* Kendinden geçmiş, sarhoş.
* Dağıtılmak işi.
* Dağıtmak işi yapılmak, tevzi edilmek.
* Dağıtmak işi, tevzi.
* Bir merkezden çeşitli yerlere göndermek işi.
* Dağıtım işinin yapıldığı büro.