Büyük Türkçe Sözlük
* Odun liflerini içinde bulunabilecek yabancı maddelerden arıtma ünitesi.
* İncelmiş, ince, arıtılmış, saflaştırılmış.
* Hassas, duygulu, nazik, ince, seçkin.
* Arıtım evi, tasfiyehane.
* Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, iğne biçiminde billûr madde.
* Rafızîliği benimseyen kimse.
* Şiî mezhebinin bir kolu ve bu koldan olanların inancı.
* Özellikle ırmaklarda azgın sular arasında yapılan salcılık, sal yarışı.
* Afrika ve Amerika'da yetişen, iri gövdeli, uzun yapraklı palmiye (Raphie).
* Bu palmiyenin dokuma işlerinde kullanılan lifleri.
* Palmiye...
* İstek, arzu.
* Beğenme, itibar.
* istemek, beğenmek, istekle karşılamak.
* istenilmek, beğenilmek, istekle karşılanmak.
* İstek gören, rağbet gören, rağbet edilen.
* İsteksiz, gönülsüz, rağbet etmeyen.
* İstenilmeyen, rağbet edilmeyen.
* İsteksizlik, gönülsüzlük, rağbet etmeme.
* İstenilmeme, rağbet edilmeme.
* Bkz. rugby.
* İnadına davranma.
* Karşın.
* "bir şeye karşı terslik olsun diye, inadına" anlamıyla kullanılır.
* İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur.
* Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan.
* Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik...
* iyi bir durumdayken bu durumu olmayacak sebepler yüzünden bırakanlar için sitem yollu söylenir.