Büyük Türkçe Sözlük
* Tabelâ yazan kimse.
* Tabelâcının işi.
* Tabetmek isi.
* Basmak.
* Mizaç, huy, tabiat, karakter.
* Bası.
* Bağımlı.
* Bağlı.
* Basıcı.
* Yayıncı, naşir, editör.
* egemenliği altına almak, boyun eğdirmek, kendine uydurmak.
* birinin kontrolü altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlı olmak.
* bağımlıkılmak.
* İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi...
* Okullarda doğa ile ilgili bilgileri içine alan dersin adı.
* Bu dersin konularını içeren kitap.
* Konusu tabiat, tabiat olayları ve kanunları olan fizik, kimya, gök bilimi, biyoloji gibi bilimler.
* Tabiî bir biçimde, tabiî olarak.
* Kendiliğinden.
* Herhangi bir yaradılışta, huyda olan.
* Çirkin ve kaba şeylerden tedirgin olmayan, zevksiz (kimse).
* Huysuz, geçimsiz.
* Tabiatsız olma durumu.
* Tabiat kanunlarına uymayan, tabiat kanunlarıyla açıklanamayan, doğaüstü.
* Tabiat kanunlarıyla açıklanamayan olayların ve gerçeklerin varlığına inanmak gerektiğini ileri süren öğreti, sürnatüralizm.
* Tabiatta olan, tabiatta bulunan.
* Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi.
* Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan...
* Önlenmesi insan eliyle olmayan, tabiî güçlerin yarattığı sel, fırtına, deprem, dolu gibi felâketler.