Büyük Türkçe Sözlük
* baskı altında bulunmamak, karışanı, görüşeni olmamak.
* Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı.
* Düzensiz topluluk.
* Kargaşalı, karışık, içinden çıkılamayan.
* Başıbozuk olma durumu.
* Düzensiz davranış, düzensizlik, disiplinsizlik.
* Kitap, dergi gibi şeyleri basan kimse, tâbi.
* Basıcı olma durumu veya basıcının işi.
* Basılmış, yassılaşmış.
* Çok yüksek olmayan, alçak.
* Kısık.
* Basıklaştırmak işi.
* Basık durumuna getirmek.
* Basık olma durumu.
* Bir elipsin büyük ve küçük eksenleri arasındaki farkın büyük eksene oranı.
* Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü.
* Basımcılıkta, provalarda "basınız, basılsın" anlamlarında kullanılan terim.
* prova hâlindeki bir kitabın veya herhangi bir yazının basıma uygun olduğunu bildirmek.
* Basılarak yerleştirilmiş.
* Basım evinde basılmış, matbu.
* Basılmak işi veya durumu.
* Basılmak işi.
* Dokusunu basarak ezmeye çalışan dış etkilere ağacın gösterdiği direnç.
* Basmak işine konu olmak veya basmak işi yapılmak.
* Bası sanatı, tabaat.
* Bası işi, tabı, tipografya.
* Bası işi yapılan yer, matbaa.
* belirtilen istekleri içtenlikle yapmayı kabul etmeyi anlatır.