Büyük Türkçe Sözlük
* Denetlenmiş olan.
* Denetlenmiş olmayan.
* Denetlemek işi, murakabe, kontrol.
* Devlet kuruluşlarında denetim işini yapmakla görevli üyelerin oluşturduğu kurul, teftiş kurulu.
* Bir kuruluşun yasalara ve kendi amacına uygun...
* Denetçi tarafından hazırlanan ve bir işin doğru, usullere ve yönetime uygun olarak yapılıp yapılmadığını belirten yazı.
* kontrol etmek.
* Bir işin doğru ve yönetime uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemek, murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek.
* Denetlenmek işi.
* Denetlemek işine konu olmak.
* Denetleyen (kimse).
* Denetleyen alet.
* Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir var sayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe.
* Deneyim, tecrübe.
* İçinde kimya deneyleri yapmaya yarayan özel kap.
* Çoğunlukla kimyasal deneylerde kullanılan bir ucu kapalı cam boru.
* Deneycilik yanlısı olan (kimse), ampirist.
* Bilginin gözlem, deneme veya duyular ile elde edilebileceğini ileri süren geleneksel öğreti, görgücülük, ampirizm, usçuluk karşıtı.
* Organizma...
* Tecrübe.
* deneyimli duruma gelmek.
* Deneyimi ön plâna çıkaran kimse.
* Deneyimcinin işi.
* Deneyim kazanmış olan, tecrübeli.