Büyük Türkçe Sözlük
* bir şeyi zorla benimsetmek, kabul ettirmek.
* İzlenimci.
* İzlenimcilik.
* Belli bir yüzde karşılığında, bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını düzenleyen kimse.
* Değişik renkte boya kullanılarak, kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi.
* Bu işleme uğratılan (ipekli, yünlü vb. kumaş).
* Hastalıklar.
* İçinde yazılı olan paranın gene onda yazılı kimseye veya onun göstereceği birine ödenmesi gereken buyruğa yazılı senet.
* Emretmek işi.
* Buyurmak, emir vermek.
* birinin yersiz bir buyruğuna karşı alay yollu kullanılır.
* Emreylemek işi veya durumu.
* Buyurmak, emretmek.
* Ölüm.
* ölmek.
* bir kimsenin buyruğu altında bulunmayı kabul etmek.
* görevlendirmek, atamak.
* yararlanması için ayırmak.
* Oldu bitti, olup bitti.
* Bkz. oldu bittiye getirmek.
* Benzerler.
* Yaşıt, eş, denk.
* Örnek.
* Kat sayı.
* Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan.