Büyük Türkçe Sözlük
* Azar azar, yavaş yavaş.
* Bir tasarımdan ötekine geçerek, çıkarımlar yaparak, bir önermeden ötekine mantıkî bir yolla ilerleyerek, parçalardan bütünlüğü olan bir düşünce...
* Gidiş, dönüş.
* Gitmek işi.
* Gitme biçimi, tempo.
* Tutum, durum, davranış.
* Bir yere gitme.
* Padişahların saray dışı gezilere çıkmaları dolayısıyla düzenlenen tören.
* Gitme ve gelme (veya dönme).
* konuşmaya konu olan kimsenin bir daha dönmediğini anlatır.
* Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi.
* Tutum, durum, davranış.
* Trafik, seyrüsefer.
* Gidişmek işi.
* Kaşıntı duymak, kaşınmak, gicişmek.
* Yönelteç.
* Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak, fors.
* (çocuk dilinde) Çene altı.
* Bazı deyimlerde geçen yansıma bir söz.
* ses çıkarmasına fırsat vermemek.
* ses çıkarmak karşı çıkmak, yakınmak.
* hiç sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak.
* Kuzey ve Orta Anadolu'da orman kenarlarında yetişen, 2-4 m yükseklikte bir ağaççık (Viburnum opulus).
* Tok ve yüksek bir ses çıkararak.
* Bkz. gıllügiş.