Büyük Türkçe Sözlük
* Kamyonet kullanan kimse.
* Taşımacılıkta kamyonet kullanma işi.
* Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yardımma görevlerini sağlayan plâzma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli...
* Büyük bir üzüntü içinde bulunmak.
* Birini yaralayandan alınıp yaralanana veya ölenin mirasçılarına verilen para.
* Kurban kesmek.
* Kanlı çarpışma olmak.
* Hasta veya yaralıya, kendi veya uygun başka bir kan grubundan damar yoluyla kan verme, kan nakli, transfüzyon.
* Nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.
* Bir damardan bir miktar kan çekmek veya akıtmak.
* Aynı soydan gelme durumu.
* Gereğinde hastalara aktarmak için sağlam kimselerden alınan kanların saklandığı yer.
* Çok sinirlenip öfkelenmek.
* Bkz. tansiyon.
* Çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek.
* Kan bilimi uzmanı, hematolog.
* Kanın morfolojik, fizyolojik, kimyasal ve genetik açıdan incelenmesi.
* Kan hastalıkları bilimi, hematoloji.
* Beynine kan hücumuyla ölmek.
* Bkz. gözleri kan çanağına dönmek.
* Yüz ve huy, ana veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek.
* (akraba için) Yakınlık duymak.