Büyük Türkçe Sözlük
* para tutmayan, züğürt, parasız.
* parası yokken para kazanmaya başlamak.
* Bir yaşında keçi yavrusu.
* Korkak.
* Alın, yüz.
* ondan çok üstün olmak.
* (para için) hakkı olmadığı hâlde kendine mal etmek.
* karşılaştığı elverişli durumlardan yararlanarak bol para kazanmak.
* Zor, zorlayış.
* Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu.
* bir işi yaptırmak için zora başvurmak.
* Kırık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva veya tenekeden yapılmış, üzeri bezle kaplanan levha, süyek, koaptör.
* Cebirle ilgili.
* Bilinen veya bilinmeyen büyüklük ölçüleri üzerinde, bunlara bağlı bir büyüklük ölçüsünü çıkarmak için gerekli işlemleri gösteren ve birbirine...
* Cebirsel deyim.
* Cebirsel deyim.
* Zorla, zor kullanarak, zoraki.
* Cebretmek işi.
* Zorlamak.
* Zorla yapılan, zor kullanılarak yaptırılan.
* Bir yere kuvvet yetiştirmek veya düşmandan önce varmak için yapılan sıkı yürüyüş.
* Kendini zorlama, kendini tutma.