Büyük Türkçe Sözlük
* Fazla bön, avanak, et kafalı, budala.
* Çok enayi.
* Enayi gibi.
* Enayice davranarak, enayi gibi.
* Enayileşmek işi veya durumu.
* Enayi durumuna düşmek.
* Enayi olma durumu, enayice davranış.
* enayi gibi davranmak.
* Çift yıldızlarda birleşenlerin kütle merkezine göre çizdikleri elips yörüngede, kütle merkezinin bulunduğu odağa en yakın nokta.
* Nebiler, peygamberler.
* Son, işin sonu.
* Gelecek.
* Enik.
* Enik.
* Enciklemek işi.
* Bkz. eniklemek.
* Yarkurul, komisyon, komite.
* Atma, atış, atılma.
* Silah atma, boşaltma.
* Vücut, beden, boy bos.
* İnsanı boyunca gösteren ayna.
* Boylu, boyu bosu yerinde.