Büyük Türkçe Sözlük
* Dergi işleriyle uğraşan kimse.
* Dergi işleriyle uğraşma.
* Sevdadan ötürü kendini kaybetmiş.
* Çılgın, deli.
* sevda sebebiyle kendini kaybetmek.
* delirmek, çıldırmak.
* Çılgın gibi, çılgınca olan.
* Çılgın bir biçimde.
* Mecnun gibi, deli gibi, delice.
* (akar sularda) Yatak, akak, su yolu.
* Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu.
* (bir iş, bir olay için) gidişi, yönü, doğrultusu değişmek.
* Yaralı, yaralanmış olan (kimse).
* İncinmiş olan (kimse).
* Ateş, inek, timsah vb.ne tapan kimseler.
* Zerdüşt dininde olanlar.
* Mecus dininden olan kimse, Zerdüştî.
* Mecusî dini veya Mecusî topluluğu.
* Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse.
* Aklını yitirmiş, deli, sapık.
* Dönence.
* Dayanak, yardımcı.
* yardımı, yararlığı dokunmak.
* Övünülen, onur duyulan, iftihar edilen şey veya kimse.
* Bkz. meddücezir, gelgit.
* Taklitler yaparak, hoşhikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı.
* Öven, aşırı övgüde bulunan kimse.
* Meddah sanatı, meddahın işi.
* Övücülük.
* Bkz. gelgit.