Büyük Türkçe Sözlük
* Saptamak işi veya biçimi.
* Sapmaya yol açan, sapmaya sebep olan.
* Saptırılmak işi.
* Sapmak işi yaptırılmak.
* Saptırmak işi.
* Süs olarak yapılan kırık çizgili silme.
* Sapmak işini yaptırmak.
* Şarıl şarıl.
* Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarak...
* Kırmızışarap renginde olan.
* Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kimse.
* Koşum ve eyer takımlarını işleyen ve süsleyen kimse.
* Deri, muşamba gibi gereçlerden bavul...
* At takımları, araba koşumları, meşinden eşya yapılan ve satılan yer.
* Saracın işi veya mesleği.
* Açık, belli, anlaşılır olma durumu.
* Açıkça, apaçık, açaktan açığa.
* Açıklıkla.
* Yapıyüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz silme.
* Alay, istihza.
* biriyle alay etmek, eğlenmek.
* Alaycı, müstehzi.
* alay etmek, alaya almak.