Büyük Türkçe Sözlük
* Karagöz oyununda kendini halktan üstün görme, bilgiçlik taslama, kitap dili kullanma gibi özentileri olan kimse.
* Gül yağından çıkarılan, hacıların süründüğü özel koku.
* Yere nasıl bırakılırsa bırakılsın, dibinde bulunan ağırlık sebebiyle dik bir durum alan oyuncak.
* Çıkarları için, güç durumlarda kişiliğinden...
* Bkz. hacılaryolu.
* Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesince el konulması.
* borçlunun malına el koymak.
* Haczedilmiş, mahcuz.
* Çarmıha germek.
* Haçı olan.
* XI. yüzyıl ile XII. yüzyıl arasında batılı Hristiyanlarca kutsal yerleri Müslümanların elinden almayı amaçlayan seferlere katılanlara verilen...
* Haç benzeri.
* Haczetmek işi veya biçimi.
* Bir alacağın ödenmesi için borçlunun geçim ve mesleğinde gerekli olan şeyler dışında kalan para, aylık veya malına icra dairesince el konmak.
* Sınır, uç.
* Derece.
* (insan için) Yetki ve değer.
* Terim.
* Keskin, sivri.
* (hastalık için) Çabuk ilerleyen, iveğen, akut.
* Aşırı(bunalım, geçimsizlik gibi kötü durumlar için) şiddetli, gergin.
* Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç.
* Som demire çubuk, köşebent, levha, ray gibi biçimler verilen yapım evi.
* Hadde işiyle uğraşan kimse.
* en küçük ayrıntısına kadar incelemek, dikkatle araştırmak.
* Ham demir madeninin eritildiği büyük ocak, fırın.