Büyük Türkçe Sözlük
* Abdesthanelerin pis sularını ve pisliklerini toplamak için kazılmış kapalı kuyu, fosseptik.
* Bkz. kanalizasyon.
* Pis su kanallarını açıp temizleyen işçi.
* Düşman kalelerini yıkmak için lâğım kazan asker.
* Lâğımcının yaptığı iş.
* (bir kayayı) delip, içine patlayıcı maddeler koyduktan sonra bu maddeleri ateşleyerek parçalamak.
* (bir kuruluşu) Kaldırma.
* Hükümsüz kılma, feshetme.
* Bkz. lâhos.
* Denizden dar bir kıyı kordonu veya bir kanal ile ayrılmış göl, deniz kulağı.
* Lâğvedilmek işi.
* (bir kuruluş) Kaldırılmak.
* Hükümsüz kılınmak, feshedilmek.
* Lâğvetmek işi veya durumu.
* (bir kuruluş) Kaldırılmak.
* Hükümsüz kılmak, feshetmek, dağıtmak.
* Lâğvolmak işi.
* (bir kuruluş) Kaldırılmak.
* Hükümsüz kılınmak, dağıtılmak.
* Lağvolunmak işi veya durumu.
* Lâğvedilmek.
* Turpgillerden, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki, kelem (Brassica oleracea).
* Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenir.
* bir sıkıntıyı, öfkeyi yatıştırmak için "lâhavle"ile başlayan Arapça duayı okumak.
* Ek.