Büyük Türkçe Sözlük
* Sara hastalığı olan kimse.
* Kara yollarının kenarında yol düzeyinden aşağıda kalan bölüm.
* Üzüm veya başka meyve sularınıtürlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen alkollü içki.
* Şarap içmek için özel olarak üretilen cam bardak.
* Şarap içilen yayvan çanak.
* Şarabın dinlenmeye bırakıldığı büyük tahta fıçı.
* Kırmızı şarabın rengi.
* Bu renkte olan.
* Şarap yapan veya satan kimse.
* Çok şarap içen, şaraba düşkün (kimse).
* Şarap yapma ve satma işi.
* Şarap yapılan yer.
* Şarap satılan veya içirilen yer.
* Şarabı olan, şarap verilen (yemek, davet).
* İçi misket dolu top mermisi.
* giderek daha çok solmak.
* sağlığı bozulmak.
* Sararmak işi veya biçimi.
* Sararmak işi.
* Sarı olmak, rengi sarıya dönmek.
* Korku, üzüntü, coşku gibi sebeplerle yüzün rengi solmak.
* Sararmış, sarıya benzer bir renge dönüşmüş.
* Sarartmak işi.
* Cılız ve soluk renkli kimse.
* Rengini sarıya çevirmek, sararmasına yol açmak.
* Büyük delikli kalbur.