Büyük Türkçe Sözlük
* aynı derecede güçlü veya zorlu iki kişi veya düşünce arasında bulunmak.
* Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip.
* Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü...
* Gemiyi birdenbire rüzgârın üstüne çevirme.
* Bkz. orsa poca.
* Geminin bazen rüzgâr yönüne yaklaşarak, bazen ondan uzaklaşarak yol alması.
* Bata çıka, iyi kötü.
* Orsalamak işi.
* (gemi) Rüzgâr alan tarafa dönmek.
* Örselemek işi.
* Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek.
* Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak.
* Örselenmek işi veya biçimi.
* Örselenmek işi.
* Örselemek işine konu olmak.
* Örselemek işi veya biçimi.
* çok önemli şeyleri elde edemeyen kişilerce "nasıl yaşarım" anlamında kullanılır.
* İki uçtan eşit uzaklıkta olan yer veya durum.
* (zaman için) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre.
* Bir şeyin kenarlarından...
* Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan boksörlerin ayrıldığı kategori.
* Güreşte, güllede ve halterde 72-79 kg ağırlıktaki oyuncuların ayrıldığı...
* Orta büyüklükte olan.
* Orta yükseklikte, boyda olan.
* Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünden (476) başlayarak 1453 'e veya 1492'ye kadar süren çağ.
* Dalga boyu 200 ile 600 m arasında değişen dalga.