Büyük Türkçe Sözlük
* Sayılmama, vazgeçme, dikkate almama.
* hesaba katmamak, saymamak, vazgeçmek.
* Harcanan şeylerin tümü, harcamalar, masraflar.
* Esnek bir maddeden yapılmışuzun, dar ve ince şerit.
* Bir elektrik makinesinde veya aracında aynı devreyi oluşturan iletkenlerin tümü.
* Vücudun...
* Sargılamak işi.
* Sargı ile sarmak.
* Sargı sarılmış, sargısı olan.
* İçten, yükekten.
* Sargısı olmayan.
* Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan kimse, esrik, esri, mest, sermest.
* Hoşa giden bir etki ile...
* (alkol veya keyif verici madde) sarhoş olmasına yol açmak.
* sarhoş bir duruma gelmek, esrimek.
* Sarhoşlaşmak durumu.
* Sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak.
* kendini sarhoş gibi göstermek, sarhoş olmuşcasına davranmak.
* Sarhoş olma durumu, esriklik.
* Dalgınlık, şaşkınlık.
* Güneş ışığının ayrışma tayfında yeşil ile portakal rengi arasında olan renk, altının rengi.
* Bu renkte olan.
* Soluk, solgun.
* Hint kadınlarına özgü giysi ve bu giysinin yapıldığı kumaş.
* Başkasına geçen, geçici.
* Bulaşıcı, bulaşık (hastalık).
* Kışın yapraklarını döken, sarı çiçekli ve çalı görünüşünde bir bitki, sifin, zifin.