Büyük Türkçe Sözlük
* artık ondan hayır bekleme.
* düzene uymak.
* ölçüsüz derecede çok veya büyük.
* düzeltilemez, düzene sokulamaz.
* Elini eteğini çekmiş, ilgisiz.
* Çekmek işi.
* Masa, dolap gibi şeylerin dışarıya çekilen gözü, çekmece.
* Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı...
* Haddeden geçirilmiş demir.
* Apartmanda veya evlerde dört yanı teras olarak bırakılan en üst kat.
* Masa, dolap gibi şeylerin dışarıya çekilen gözü, çekme.
* İçinde mücevherat veya başka değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık.
* Gemilerin...
* Çekmecesi olan.
* Çekmecesi olmayan.
* Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek.
* (taşıt için) Bırakmak, koymak.
* Germek.
* İçine almak.
* Bir yerden başka bir yere...
* Çekmesi veya çekişi olan.
* Çekmecesi olan.
* Genellikle yemeni gibi giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı.
* Çekoslovakya'da yaşayan (kimse).
* Çekoslovak halkından olan kimse.
* Yelkenleri olmakla birlikte kürekle de yol alan eski zaman gemisi, çektirme.
* Tekstil imalâtında dokunmuş malzemeyi istenilen boy ve ene göre çektiren aracı çalıştıran işçi.
* Çektirmek işi veya biçimi.
* Çektirmek işi.
* Çektiri.
* Büyük yelken kayığı.
* Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal...
* Yan yana ilerleyen iki tekne tarafından çekilen geniş ağızlı büyük balık ağı.