Büyük Türkçe Sözlük
* Mel'una yakışır biçimde, melun gibi.
* Melekler.
* Melek gibi güzel (kadın).
* Can sıkıntısı, usanç.
* Kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma.
* Melâmîlik yanlısı olan kimse.
* Her türlü gösterişve dünya kaygılarından uzak kalmayı öğütleyen Sünnî tarikatı.
* Doğal demir ve kalsiyum silikat.
* Kara sevda, malihulya.
* Kara sevdaya tutulmuş, kara sevdalı.
* Hüzün veren, hüzün belirtisi olan.
* İzmaritgillerden, gümüş renkli, eti kılçıklı bir Akdeniz balığı (Sparus melanuiya).
* Şeker üretiminde, billûrlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa.
* Sığınak, barınak.
* Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevî varlık.
* Terbiyeli, uysal (kimse).
* sessiz, sakin, çok temiz ve iyi huylu.
* Maydanozgillerden, su kenarlarında yetişen, çiçekleri yeşilimtırak beyaz çok yıllık bir bitki (Angelica sylvestris).
* Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık.
* Yeti.
* Yelken makarası.
* günahsız, iyiliksever, iyi kalpli.
* Ruhlar ve melekler âlemi.
* Melemek işi.
* Koyun veya keçi sesi.
* Ağırkanlı, rahatına düşkün.
* (koyun veya keçi) Bağırmak.