Büyük Türkçe Sözlük
* Yenilen bir çeşit mantar.
* Köpek yavrusu.
* Kanaviçe veya telleri sayılabilecek türde kumaş zerine renkli iplikle yapılan özel bir işleme.
* Bu tür işlenmiş (kumaş).
* Ekonomik, toplumsal veya siyasî sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim...
* oturduğu yerden başka bir yere gidip yerleşmek, göçmek.
* ölmek.
* Tarhana, bulgur yapmak için kullanılan kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday.
* Yarılmış ve kırılmış bulgurdan yapılan çorba.
* Değişik şartlara bağlı olarak belli bir yöre içinde çadır, hayvan ve öteki araçlarla yer değiştiren, yerleşik olmayan (kimse veya topluluk)...
* Göçebeleşmek işi veya durumu.
* Göçebe durumuna gelmek.
* Göçebe olma durumu.
* Bir toplumsal birliğin, yaşamak için gerekli kaynakları elde edebilmek üzere düzenli aralıklarla yer değiştirme gelenek...
* Göçülen yer.
* Tavşan yavrusu.
* Kedi, köpek yavrusu.
* Domuz yavrusu.
* Göçebe.
* Göçebe bir yaşam süren, sürekli bir yere yerleşemeyen, göçer.
* Sürekli yer değiştiren, göç etmekten hoşlanan.
* Göçermek işi.
* Bitkileri yerinden çıkarıp başka yere dikme.
* Bir kimseden diğer kimseye geçirmek, havale etmek, devretmek.
* Bitkileri yerinden, çıkarıp başka yere dikmek, değiştirmek, göçürmek.
* Göçertmek işi.
* Bir şeyin çökmesine sebep olmak.
* Bkz. göcen.