Büyük Türkçe Sözlük
* Kantarlamak işi.
* Kantarla ağırlığını ölçmek.
* Düşünüp taşınmak.
* Birini denemek, sınamak.
* Ağır sövgü, ağır sövmek anlamına gelen kantarlık küfür ve kantarlıyı savurmak deyimlerinde geçer.
* Kantar ölçüsünde olan.
* Ağır sövgü.
* Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç.
* Kızıl kantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea).
* Birleşikgillerden, sarı, mavi...
* Kahramanlık veya din konularında yazılıp bestelenen şiir veya bu şiirin orkestra eşliğindeki tek veya çok sesli bestesi.
* Kant'ın felsefesine ilişkin veya Kant felsefesi yanlısı olan.
* Kant felsefesi öğretisi.
* Kışla, fabrika, okul gibi yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer.
* Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı...
* Kantin işleten kimse.
* Kantin işletme işi.
* Kızıl kantarongillerden, hekimlikte iştah açıcı olarak kullanılan bir tür bitki (Gentiana).
* Tulûat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri.
* Bu gösteri sırasında söylenen şarkı.
* Kanto söyleyen kadın.
* Kantocunun yaptığı iş.
* İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri.
* Doğal bakır sülfürü.
* Yasa.
* Geçerli olan kural.
* Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen...