Büyük Türkçe Sözlük
* henüz meme ile beslenmek.
* artık emzirmemek.
* Memesi olan.
* Herhangi bir biçimde memesi olan.
* Doğurarak üreyen, memeleri olan, sıcak kanlı, iki akciğerli, yüreğinde dört boşluğu olan, vücutları genellikle tüylerle örtülü omurgalı...
* Meme başı biçiminde olan.
* Ayak yolu, abdesthane.
* Tuzla.
* Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke.
* Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, yurt.
* İklim ve üretim bakımından ele...
* Halk türküsü.
* Memleketin her bakımdan yükselmesini, gelişmesini isteyen, bu yolda çaba harcayan kimse.
* Memleketçi olma durumu.
* Uluslar arası.
* Aynımemleketten olan (kimse), hemşehri.
* Memleket halkı.
* Köle.
* (özel ad olarak) Kölemenlerden olan kimse.
* Men edilmiş, yasaklanmış, yasak.
* Tanrı'nın yasaklamasına rağmen Adem'in, Havva'nın elinden yediği meyve.
* Elde edilmesi yasaklanan şey.
* Girilmesi, film ve fotoğraf çekilmesi yasak olan yer, yasak bölge.
* Yasak olma, yasak edilme durumu.
* Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu.
* (bir kimseyi) sevindirmek, kıvanç vermek.
* yüklüce para veya bol bahşişvermek.