Büyük Türkçe Sözlük
* Ailelerin rahatlıkla gidebileceği, genellikle içkisiz yer.
* Kısa bir süre içinde bir işçinin veya işçi ailesinin hayat seviyesinde meydana gelen değişmeleri belirlemek amacıyla yapılan istatistik çalışması.
* Ailece tanışılan ve evlerine gidilip gelinen ahbap, yakın.
* Sadece evlilerin girebildiği ve birlikte eğlendikleri yer.
* Aile bireylerinin bütün işlerini düzenli olarak ev içinde yapma durumu.
* Aileyi oluşturan kişilerin karşılıklı hak ve görevlerini düzenleyen hukuk dalı.
* Aile makamının görevini yerine getiren kan veya soy hısımlarından en az üç kişiden oluşan heyet.
* Ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev.
* Ailede çocuk edinmeyi sınırlama, doğum kontrolü.
* Kanunlara göre aile yükümlülüğünü taşıyan kimse.
* Genellikle karı, koca bazen de büyükler ve çocuklar arasındaki uyum, anlaşma, sevgi ve hoşgörü.
* Bütün aile birlikte.
* Ailece.
* Aile sayısının bütünü.
* Ailesi olmayan.
* Aile ile ilgili.
* İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili, için, -e düşen.
* ilgilendirmek, birinin olmak, birine düşmek.
* Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus.
* Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini gören kimse...
* Unutulmaması için gerekli notları yazmaya yarayan takvimli defter, andaç.