Büyük Türkçe Sözlük
* Uçucu.
* Uçak.
* Pilot.
* Tayyarecinin işi.
* Tayyetmek işi.
* Çıkarmak.
* Aradan çıkarmak, yok etmek.
* Ceket ve eteklikten oluşan kadın giysisi.
* Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma.
* sızlanmak, yakınmak, yanıp yakılmak.
* Kapsama, içine alma, içerme.
* İçlem.
* içermek.
* Yakarma.
* Tanrı'ya yakarmak.
* Bozulmamış, bayatlamamış olan
* Fasulye bitkisinin taze ve turfanda olanı.
* Bu sebzeden yapılan yemeğin adı.
* iştahlanmak.
* İşgücünü güçlendirmek amacıyla birçok ve farklıkaynaklardan sağlanan para.
* Tazeye yakın, taze gibi.
* Tazelemek işi.
* Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek.
* Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek.
* Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi...