Büyük Türkçe Sözlük
* Ajan olma durumu.
* Ajanın görevi.
* Haber toplama ve yayma işiyle uğraşan kuruluş.
* Bir ticarî kuruluşu tanıtan, onunla ilgili bilgi aktaran ve bu yolla kazanç sağlayan işkolu.
*...
* Ruhsal gerginliğin dışa vurması.
* Delikli örgü, gözenek.
* Ajuru olan veya her yanı ajur biçiminde işlenmiş bulunan, gözenekli.
* Kar, süt gibi şeylerin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı.
* Bu renkte olan.
* Temiz namuslu.
* Sıkıntı ısız, rahat.
* Beyaz leke.
* Bazı...
* Saraylarda hizmet gören hadım ağalarının beyaz ırktan olanı.
* Arap sözcüğü "zenci" anlamına da geldiğinden asıl Arapların söz konusu olduğu anlatılmak istenirken kullanılır.
* Ak su, perde, katarakt.
* Göze beyaz leke inerek görme yetisini yitirmek.
* Gözün saydam tabakasında bir yara veya çıban sonucunda oluşmuş, görmeyi derece derece azaltan beyaz benek.
* Dövme demir.
* Bkz. akı karası geçitte belli olur.
* (saç ve sakal) tek tük ağarmaya başlamak.
* Gözlerinin rengi pek açık olan ve nazarının hemen değdiğine inanılan (kimse).
* mutlu bir yaşayış kişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşayış ise yıpratır.
* Lenf.
* Adenit.
* kimin ne olduğu deney veya sınav sonunda anlaşılır.
* iyi bir aileden kötü bir çocuk da çıkabilir.