Büyük Türkçe Sözlük
* Getirtme, kendi üzerine çekme.
* Mahkeme tarafından dava edene, edilene veya tanıklara gönderilen çağrı belgesi.
* Askerlik ödevini yapmaya çağırma.
* kendine çekmek.
* getirmek.
* Çağrı kâğıdı, çağrı belgesi, celpname.
* Celp kâğıdı, çağrı belgesi.
* Oturum.
* oturumu açmak.
* oturuma ara vermek.
* Çoban yamağı, yardımcı, uşak.
* Kabuğu ayıklanmamış pirinç.
* Bkz. kara leylek.
* Pirinç yetiştirilen sulak tarla.
* Çeltik yetiştiricisi.
* Çeltik yetiştirme işi.
* İçinde çeltik olan.
* Çeltik ekmeye veya üretmeye elverişli yer.
* Yeşilliği bol olan yer.
* Toplayarak, toplam olarak, hepsi.
* Toplam olarak, hepsinin tamamı.
* Bir imama uyup namaz kılan kişiler.
* İnsan kalabalığı.
* Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu.
* bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.