Büyük Türkçe Sözlük
* Başbakanlık.
* Başbakan.
* Başvekil olma durumu.
* Başvurdurmak işi veya durumu.
* Başvuru işi yaptırmak, müracaat etmesini sağlamak, müracaat ettirmek.
* Başvurmak işi, müracaat.
* Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek veya bir işte bir şeyden yararlanmak amacıyla ona el atmak, müracaat etmek.
* Bilgi...
* Başvurmak işi, müracaat.
* Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanma, bilgiye ulaşma, referans.
* Bir iş için başvuran kimse, müracaatçı.
* Başvurulmak durumu.
* Başvuru yapılmak, müracaat edilmek.
* Sapotgillerden, tohumlarından sabunculukta kullanılan bir yağ elde edilen, Asya'da yetişen bir ağaç (Basia).
* Şaheser.
* Bir kurum veya kuruluşta görevli amirin yardımcılarından en üst düzeyde olanı.
* Oyunu yöneten yargıcılardan, anlaşmazlık durumunda, kararda yetki üstünlüğü olanı, başhakem.
* Yaverlerin başı olan kimse.
* Başyaver olma durumu.
* Başyaverin görevi veya makamı.
* Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir.
* Başyazar olma durumu.
* Başyazarın görevi.
* Gazete ve dergilerde ilk sütuna veya birinci sayfaya konulan önemli yazı, başmakale.