Büyük Türkçe Sözlük
* kendine güvenerek.
* övünerek.
* bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek.
* coşkunluğunu ortaya koymak, coşmak, cıvıldamak .
* Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve yürek, akciğer gibi organları içine alan bölümü, sine.
* Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı.
*...
* özensiz bir kılıkta.
* Akciğerlerle kalbi içine alan akciğer zarının çevrelediği boşluk, göğüs kovuğu.
* (güreşte) Karşısındakini koltuk altlarından çapraz yakalama.
* Cerrahînin göğüs içi organlarıyla ilgili dalı.
* Bkz. göğüs boşluğu.
* Solunumu güçleştiren hastalık.
* Göğüs kısmında bulunan et.
* üzülerek derinden soluk almak, içini çekmek.
* bir güçlüğe karşı koymak, dayanmak.
* Karşı karşıya, yüz yüze.
* Göğüs bölgesi ile ilgili hastalık.
* Solunum yollarının iltihaplanması.
* Vücutta omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu yürek ve akciğerleri koruyan boşluk.
* Göğsün ön tarafında, üzerine kaburga kıkırdakları ile köprücük kemiklerinin eklendiği yassı kemik, iman tahtası.
* Bkz. göğüs boşluğu.
* Baş veya boğazdan gelmeyen gür ve açık bir biçimde çıkarılan ses.