Büyük Türkçe Sözlük
* rahatı bozulmak, keyfi kaçmak, sağlığı bozulmak.
* Rahatsızlanmak işi.
* Sağlığı bozulmak, hastalanmak, rahatsız olmak.
* Rahatsızlaşmak işi veya durumu.
* Rahatsızlanmak.
* Rahatsız olma durumu, tedirginlik.
* Hastalık.
* tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek.
* rahatınıbozmak, rahatını, keyfini kaçırmak.
* Kadın rahip.
* Rahibe olma durumu.
* Rahibenin görevi.
* Döl yatağı.
* Koruyan, acıyan, merhamet eden.
* Hristiyanlarda genellikle manastırda yaşayan din adamı, keşiş.
* Rahip olma durumu.
* Rahibin görevi.
* Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa.
* yetişme, eğitim, düşünce bakımından "o kimsenin etkisinde" anlamında kullanılır.
* Herkese, her canlıya merhamet eden Tanrı.
* Tanrı ile ilgili, tanrısal, şeytanî karşıtı.
* Birinin suçunu bağışlama, yarlı gama, merhamet etme.
* Yağmur.
* Tanrı'nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.
* biri, kötü bir kimseden daha kötü çıkmak.