Büyük Türkçe Sözlük
* sıkıntılarını bir bir anlatmak, dile getirmek.
* bir sorunu veya durumu üzüntü konusu yapmak.
* içinden çıkılması güç bir sorunla uğraşmak zorunda kalmak.
* Sorunları, sıkıntıları çok olan kimse.
* (bir kimse veya olay için) sıkıntı vermek.
* Aynı derdin sıkıntısı içinde bulunanlardan her biri.
* Bir kimsenin derdini anlattığı, derdini paylaştığı dostu.
* Üzüntüsü, sorunu olan.
* Hastalıklı.
* derdini sızlanarak anlatmak.
* Dertlenmek durumu.
* Üzüntüye kapılmak, dertli duruma gelmek, kaygılanmak.
* Dertleşmek durumu.
* Karşılıklı dertlerini anlatmak.
* Derdi olan.
* Dertli olma durumu.
* Bir araya getirilerek, büzülerek.
* bir araya getirmek, toparlamak.
* Derdi olmayan.
* bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek.
* Dertsiz olma durumu.
* Üzerine alma, üstlenme.