Büyük Türkçe Sözlük
* bir yer örümcek ağları ile dolmak.
* Örümceklenmek işi.
* (bir yer) Örümcek ağlarıyla dolmak.
* Bakımsız ve terk edilmiş bulunmak.
* Ateşli hastalıklarda göz, ağız gibi yerler kurumuş salgılarla...
* Örümceklerle akrepleri içine alan bir eklem bacaklılar takımı.
* Örümcek ağlarıyla kaplanmış, örümcek bağlamış.
* Eskimiş, modası geçmiş, köhne, çağdışı.
* Örümcek ağı gibi ince ve seyrek dokulu olan.
* Beyni ve omur iliği örten sert zar ile ince zar arasında bulunan ağgibi ince, seyrek dokulu zar.
* Özel yer.
* Makam, mansıp, mesnet, mevki.
* Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan bir başka konuyu anlatma.
* Örmek işi veya biçimi.
* Karo.
* Doğu ile ilgili, doğuyu hatırlatan.
* Doğu bilimci, şarkiyatçı, müsteşrik.
* Doğu bilimi.
* Osmiyum'un kısaltması.
* Okyanus ve denizlerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine deneysel araştırmalar yapan bilim kolu, ana deniz bilimi.
* Osmanlılarla ilgili.
* XIII. yüzyılda Osman Gazi tarafından Anadolu'da kurulan ve birinci Dünya Savaşından sonra dağılan büyük Türk İmparatorluğunun uyruklarına...
* XIII-XX. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın ağır baskısı...
* Bkz. Osmanlı Türkçesi.