Büyük Türkçe Sözlük
* Doğru ve haklı olmayan.
* Çürük, temelsiz.
* Doğa üstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanç, batıl itikat.
* Boş inanç.
* Batı ülkeleri veya batı bölgesi halkından olan (kimse), garplı.
* Batı uygarlığını benimsemiş bulunan (kimse).
* Batılılaşmak işi, garplılaşma.
* Özellikle Avrupa ülkelerinin düşüncede, çalışmada, görüş ve anlayışta izledikleri temel ilkeleri benimsemiş olmak, garplılaşmak.
* Batılılaştırmak işi, garplılaştırma.
* Batılılaşmasını sağlamak, garplılaştırmak.
* Batılı olma durumu.
* Batı uygarlığını benimseme, garplılık.
* Karın.
* Göbek, kuşak.
* Batıniye mezhebinden olan kimse.
* İçrek.
* Görünürdeki olayların ardında gizli gerçeklerin bulunduğunu kabul eden tarikatlara verilen ad.
* Köftelik bulgur, dövülmemiş ceviz içi, soğan, domates, nane, maydanoz, tahin ve limon suyu kullanılarak yapılan, taze asma yaprağı veya lahanaya...
* Batırılmak işi.
* Batırmak işine konu olmak.
* Yok edilmek.
* Batırmak işi.
* Sıvının veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak.
* Bir işte sermayeyi yitirmek.
* Bir kimseyi çekiştirip iyice...
* Batmak işi veya biçimi.
* Su üstü araçlarına çelik kablo ile bağlanmış, negatif yüzebilirliği bulunan dalış küresi.
* Deniz diplerinde inceleme yapmak için kullanılan araç.