Büyük Türkçe Sözlük
* Akdetmek işi.
* (mukavele, muahede, ittifak gibi karşılıklı bağlanma anlamı taşıyan Arapça sözlerle) Yapmak.
* Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi, güvem eriği, geyik dikeni (Rhamnus cathartica).
* Kartalgillerden bir doğan türü, aksungur.
* Beyaz renkte olan dut.
* İki elemanlı mermer yapıştırıcısı.
* Tütsü olarak yakılan bir tür ağaç sakızı.
* Hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri (Sinapis alba).
* Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği var sayılan güç çizgileri, seyelân.
* beyaz tenli, kara gözlü, kara saçlı.
* bir iddiadaki doğruluğun ancak deney veya sınav sonunda belli olacağını anlatmak için söylenir.
* (bir iş veya durum için) Son, sonuç.
* Sonunda, eninde sonunda.
* birinin içinde bulunduğu kötü duruma düşmek.
* Akma özelliği olan.
* Kolay söylenebilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis.
* Ciğerlerden gelen havanın, ağız boşluğundaki yarı kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan bol sesli ünsüz (r, l, ğ, y).
* Akıcı olma durumu.
* Söz, yazı ve anlatımın akıcı olma özelliği, selâset.
* Bir sıvının belli sıcaklıktaki akıcılığını ölçmekte kullanılan alet.
* Bir şeye inanarak bağlanış, inanç, din inancı.
* Şekerin kaynatılarak ağda durumuna getirilmesi yolu ile yapılmış renkli ve kokulu, ağızda güç...
* Bkz. akide.
* İnancı zayıf olan (kimse).