Büyük Türkçe Sözlük
* saldırmak, hücum etmek.
* başkasının hakkına el uzatmak.
* namusa sataşmak.
* aşmak, geçmek.
* Saldırgan, saldırıcı.
* Yenileme, tazeleme.
* Yenileşme, yenilik.
* Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma.
* Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi.
* Alın yazısı, kader.
* belirmek, görünmek, ortaya çıkmak, zuhur etmek, meydana çıkmak.
* Toplanma, birikme, yığılma, yığınak.
* Çıldırma, delirme, aklını oynatma.
* çıldırmak, delirmek.
* Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma.
* sıyrılmak, soyutlanmak.
* Boyut kazanma, cisimlenme.
* Görünmeye başlama, belirme.
* Göz önüne gelme, canlanma.
* boyut kazanmak, cisimlenmek, belirmek.
* canlanmak.
* Belli etmeden, kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma.
* Merakını gidermeye çalışma, görme, anlama merakı.
* Parçalara ayrılma, ayrılma, bölünme.
* bölünmek, parçalara ayrılmak.
* Birinin bir konuda bilgisizliğini söyleme, bilmezleme.
* birinin bilgisizliğini göstermek, bilmezlemek.
* Donatma, donatım.
* donatmak.