Büyük Türkçe Sözlük
* Rüzgâr ve soğuktan korunmak için, kalın kumaştan veya deriden yapılmış örtü, perde.
* Kapıyı çalmakta kullanılan metal parça.
* Bir şey istemek veya söylemek için karşısındakini önceden başka sözlerle hazırlamak.
* Ev gezmesi yapmak.
* (Tavla oyununda) Bir haneye üst üste...
* Aynı yerde ve görevde çalışanlardan her biri.
* Daire, otel, apartman gibi büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse.
* Osmanlı devlet teşkilâtında saray...
* Yumurtacığın tepesinde bulunan ve yumurtacık zarlarının iyice bitişmemesinden oluşan ağız.
* Kapıcının işi.
* İçeri girememek.
* Geri döndürmek, kabul etmemek.
* Yüzsüz, arsız kimseler için söylenir.
* Rublenin yüzde biri değerindeki para.
* Osmanlılarda, devletten ödenek alan, sürekli görev yapan atlı ve yaya askerlerden oluşan teşkilât.
* Kapılandırmak işi veya durumu.
* Kapılanmasını sağlamak.
* Kapılanmak işi.
* Bir işe girmek, o işte uzun süre kalmak.
* İstenilen şeye ulaşma imkânı verilmemek.
* Herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamını sürdürmeye çalışmak.
* Bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak.
* Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan.