Büyük Türkçe Sözlük
* Şaşılmak işi.
* Şaşkınlığa uğranılmak.
* Sasımak işi, tefessüh.
* Kokuşmak, tefessüh etmek.
* çok şaşırmak, büyük bir şaşkınlığa düşmek.
* Şaşırmak işi veya biçimi.
* Şaşırmak işi.
* Bir işe nasıl başlayıp, o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak.
* Doğru, gerçek ve...
* Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan.
* şaşırtmak.
* Şaşırtmak işi.
* Ağaç fidanlarını veya çiçek fidelerini başka yerlere aktarma işi.
* Şaşırtmak için yapılan oyun.
* Şaşırmasına sebep olmak.
* Yanıltmak.
* Daha iyi yetişmelerini sağlamak için ağaç fidanlarının veya çiçek fidelerinin yerlerini değiştirmek.
*...
* Şaşı veya şaşkın kimselere hakaret yollu söylenir.
* Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş.
* Akılsız, sersem, budala.
* Çok şaşırmışdurumda.
* şaşırtıcı olaylar karşısında şaşkın duruma getirmek.
* beklenmedik bir durum karşısında şaşkınlaşmak.
* Şaşkın (bir biçimde).
* Şaşkınlaşmak işi.