Büyük Türkçe Sözlük
* Yüzeysel duruma gelmek.
* Sathîleştirmek işi.
* Yüzeysel duruma getirmek.
* Yüzeysel olma durumu.
* Ciddî bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler.
* Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum eser.
* Tanrı ile şakalı, takılmalı bir söyleyişle, konuşur gibi yazılan tekke edebiyatı şiir türü.
* Satmak işi, satış.
* Alıcıya bir şey satan kimse.
* Satıcı olma durumu veya satıcının işi.
* Küçük ölçüde ticaret yapma işi.
* Yüz, yüzey.
* satmak, satışa çıkarmak.
* Satışa çıkarılmış olan.
* işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan görürsün ki akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir.
* Satılmak işi.
* Satılmak işi.
* Satmak işi yapılmak.
* Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek.
* Satmak işi, satış.
* Satım işini yapan (kimse).
* Satıcının, mal sahibi adına sattığı şeyden aldığı yüzdelik, beyiye.
* "Fiyatını vererek bir şey almak" anlamında kullanılan satın almak deyiminde geçer.